

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Psikoloji öğrencileriyle psikodrama terapisi hakkında ikinci grup çalışmasını yaptım. Öğrencilerin heyecanını paylaşmak harikaydı :)

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Psikoloji Günlerinde Sanat Terapisinde Yapay Zeka isimli atölyeyi düzenledim. Alandaki ilk çalışmalardan birini yapmış olmak benim için heyecanlıydı :)) Çok keyifli bir gruptu :)

"Somatizasyon Bozukluğunda Psikodrama ve Sanat Terapi Yöntemlerinin Gücü" başlıklı çalışmamla bedensel belirti bozukluğuna yaklaşımları ele aldığım kitap bölümüm

Kocaeli Sağlık Teknoloji Üniversitesi psikoloji öğrencileriyle çok keyifli bir psikodrama çalışması yaptık.

Bedenimiz, ruhumuzun tekamülünün bir aracıdır. Ruhumuzda olan biten pek çok şey, bedenimizde yansıma bulur. Duyguların bedende karşılıklarının olduğu, her bir organın belli duygularla ilişkili olduğu pek çok çalışmanın konusudur. Bedende dönem dönem ortaya çıkan ağrılar, acılar gibi tekrar eden rahatsızlık veren durumlar, bir organda görülen hastalıklar, kişiye kendinden kendine verilen bir mesajdır.

Eğitim sürecinde süpervizyon kapsamında yetişkinlerle psikodrama grup terapisi

Çocuğun kendini ifade edebilmesini * Davranış problemlerini düzeltmeyi*Çocuğun değişimine kapı aralamayı*Çocukların kendilerine karşı pozitif duygular geliştirmelerini sağlamak

"Tüm dünya bir oyun sahnesidir" bireyler bu sahnede onları izleyen gözlere karşı bir benlik sunumu geliştirirler. Gündelik yaşamda bir oyuncu gibi performans sergileriz. Bireyler 'aktör' dür, ortamdaki diğer bireyler ise 'gözlemci'. Bireyler her yeni ortamda uygun rolleri sergilerler. Bu rollerin ne kadarı kendi gerçeğimiz ne kadarı olmasını arzu ettiğimiz gerçekliktir?

Neden benzer özellikleri taşıyan insanlarla ilişki yaşıyorum. İlişkilerimde tekrar eden sorunlarla NEDEN karşılaşıyorum. İlişkilerim NEDEN aynı sonla bitiyor. Farkında olduğun halde ilişkilerimde NEDEN aynı davranışları gösteriyorum. İlişkimi NEDEN bitiremiyorum.

Salgın hastalıklar, ekonomik zorluklar, toplumsal artan şiddet ve doğal afetler gibi travmatik olaylarla birlikte yaşıyoruz. Bu zorlayıcı koşullar içinde günlük yaşamlarımızı sürdürmeye devam edebiliyoruz. Travmatik olaylar bireyin dünyaya olan güven algısını bozulması ve kendine ilişkin değerlendirmelerinin sarsılması gibi sonuçlar doğurmaktadır. Ancak bu olayların bazı bireylerde olumlu kazanımlar doğurdu bulunmuştur. "Travma sonrası gelişim" olarak tanımlanan bu durum içinde bulunduğumuz zorlayıcı yaşam koşulları karşısında artan dayanma gücümüzü açıklamaktadır.

Şimdi ve Burada olmak nedir, neden önemlidir? Psikolojide sıkça vurgu yapılan bu kavramlar geçmiş ve geleceğin yok sayılması anlamına gelmemektedir. Şimdi'yi biz yaratırız. An içinde hangi duygu, düşünce davranışlarda olduğunuzun farkındalığını kazanmak kendinizi görmektir.

Transaksiyonal Analiz bizlerin üç farklı ego durumuna sahip olduğunu öne sürer. Bunlar Ebeveyn Ego Durumu, Çocuk Ego Durumu ve Yetişkin Ego Durumudur. Hem kendi iç süreçlerimizi hem de ilişkilerimizi etkilemektedirler. Yaşamın erken yıllarında yaşadıklarımızla şekillenirler. Tıpkı id, ego, süperego gibi. Popüler kültürde bu kuramın kavramlar "İçimizdeki Çocuk, İçimizdeki Anne" gibi ifadelerle karşımıza çıkmaktadır.

Bazı duyguları yaşamaktan kaçınır, bazılarına daha çok izin veririz. koku, üzüntü endişe gibi olumsuz duyguların yanı sıra bazen şefkat gibi olumlu duygulardan da kaçınırız. Literatürde bu konu hakkında çok sayıda çalışma yapılmıştır. Özellikle öz-şefkat eksikliğini insan yaşamını etkilediği bilinmektedir.